"Tenis eğer bir din olsaydı eminim Federer tanrısı olacak adamdı; Federer'in tanrı olduğu bir sistemde ise ateist filan olmazdı..."
Öyle bir adam düşünün ki kazandığı başarılarla; kırdığı ulaşılması güç rekorlarla ve oynadığı farklı oyun stiliyle milyonlarca kişiye tenisi sevdirmiş -ki buna bende dahilim- bizim gibi şanslı bir neslin tarihe canlı tanıklık etmesini sağlamış bir sporcudur Roger Federer...
Federer'in şu an 17 Grand Slam şampiyonluğu vardır, erkekler tenis tarihinde bu seviyeye ulaşan ilk tenis oyuncusudur. Ayrıca tarihte "Kariyer Grand Slam" yapan yedi oyuncudan biridir. Federer 24 Grand Slam finalinde oynayan ilk oyuncudur. Ocak 2010 itibariyle ardarda 23 Grand Slam yarı finali oynarak kendisinden önceki rekoru yaklaşık olarak ikiye katlamıştır.Ama Roland Garros 2010 da çeyrek finalde elendiği için son bulmuştur.11 kez üst üste Grand Slam finali oynayarak önemli bir rekora daha adını yazdırmıştır.Ayrıca Federer 2012 Wimbledon itibariyle ard arda 33 Grand Slam çeyrek finali oynamıştır ve bu bir rekordur ve halen devam ettirme şansı vardır. Tenisteki bu başarılarından dolayı, 4 kez üst üste Laureus World Sportsman of the Year ödülünü kazanmıştır.
Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nı 4 defa, Wimbledon tenis turnuvasını 7 defa, Amerika Açık Tenis Turnuvası'nı 5 defa Fransa Açık (Roland Garros tenis turnuvası) 1 defa olmak uzere toplam 17 Grand Slam kazanmıştır.Ayrıca 2009 da Roland Garros,Wimbledon ve 2010 da Avustralya Açık tenis turnuvalarını kazanarak 1 yıl içerisinde toprak,çim ve sert zeminlerde Grand Slam kazanan ikinci oyuncu olmuştur. 2011 yılı, Federer'in 2003'ten bu yana Grand Slam kazanmadan geçirdiği tek sene olmuştur.
Pete Sampras'ta dahil olmak üzere birçok tenis duayenininde kabul ettiği dünyanın gelmiş geçmiş en iyi tenisçisidir.Evet belki Nadal'a karşı birebir anlamda bir üstünlüğü yoktur(18-10).Belki back-hand'i bir Djokovic kadar iyi değildir.Ancak bu adam tenisi imkansız vuruşlarla güzelleştiren ender tenisçilerdendir.Bu güzellikleri puan kaygısı nedeniyle esirgeyenlerden veya beceremeyenlerden değildir.Federer'in repertuarında olmayan vuruş yoktur.Her maçı ayrı bir tenis resitalidir.Bu adamın sevilmesindeki en büyük nedende budur..Slice'ları sanki eliyle atıması, ritmini bulduğunda kusursuz servis kullanması, lob, vole, yarım vole, smaç Federer'in elindeki sayısız repertuardan bazılarıdır...En önemlisi ise bu vuruşları Federer'in hangi maçını izlerseniz izleyin kesinlikle görebilmenizdir.
Bana göre bu başarıların altında; en dezavantajlı dönemlerde dahi soğukkanlılığını koruması, içinde hiç bitmeyecek kazanma azmi, en zor anlarda bile elinden bırakmadığı oyun stilinin yanında kort içinde ve dışında gösterdiği centilmen tutumu, rakiplerine karşı saygısı en büyük zaferlerinde bile abartmadığı zafer sevinci yatmaktadır...
Wimbledon'daki 7. zaferinden sonra çok enteresan bir hikaye ortaya çıkmış.Bir İngiliz 2003 yılında Federer'in 2019'a kadar 7 tane Wimbledon şampiyonluğu kazanacağına dair 1'e 66 orandan bahis oynamış.Bu özel bir bahismiş, adam bahis şirketine direk sorarak normalde bahse açılmış olmayan bu ihtimale ne oran verdiklerini öğrenmiş ve daha sonra para yatırmış.Adam 2009'da ölmüş, ailesi yokmuş.Şimdi ise bu bahisten kazandığı yüz bin poundun üzerindeki para kendi belirlemiş olduğu oxfam adlı yardım kuruluşuna gidecekmiş.
Yazımı Federer'in 2012 yılında Wimbledon zaferini kazandıktan sonra söylediği yaşamını tanımlayan sözle bitireyim:
“Hayatımda kariyerim boyunca çok fazla değişen şey oldu, değişmeyen tek şey ise kazanma duygusuydu.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder